25 Şubat 2013 Pazartesi

Araf, Elif Şafak

Kış Günlüğü, Paul Auster

Auster, Kış Günlüğü'nde yaşam öyküsünü anlatıyor. Anımsadığı ilk günden başlayarak anılarını paylaşıyor. Düşüp kaşını patlattığı çocukluk yıllarından ergenliğe geçişi, gençliği, orta yaşlı zamanları ve şimdiki zamanı okurlarının gözleri önünde yaşıyor. 
Auster, Annesinin ölümünden sonra yaşadığı ilk panik atak, yaşamını sürdürdüğü evlere dair hissettikleri, en yakınlarının ölümlerinde bile ağlamadığı itirafı gibi kendine dair ne varsa içini döküyor. Bu yüreğini içtenlikle okurlara açmanın yanı sıra kendi kendini anlama süreci. 
Auster, hayatının kışında olduğunu biliyor. Daha kaç sabahı kaldığını merak ediyor. Kış Günlüğü, henüz tüketmediği kış sabahlarının eşşiz bir eseri. 



"Bu hiç kimsenin sözünü etmediği, ama herkesin günün birinde o noktaya geldiği evrensel çözümsüzlük; herkesin başına gelmiştir..." (s. 21-22)
 
"Hepimiz kendimize yabancıyız, kim olduğumuzla ilgili algılarımız ise yalnızca başkalarının gözlerinin içinde yaşadığımız kadarıyla var." (s. 142)