Müptezeller, Emrah Serbes
İletişim Yayınları
163 sayfa
Birinci Basım: 2016
Beğeni Puanı: 3
"Her şeyi acıyla öğrendiyseniz mutluluktan da içiniz sızlar." (s. 158)
Müptezel, TDK Güncel Türkçe sözlükte
aşağıdaki açıklamalarla yer alıyor:
1.
Saygınlığını yitirmiş
2.
Çokluğundan dolayı değerini yitiren, değersiz
Her iki anlamıyla da müptezellere romanda rastlamak mümkün. Başta kitabın
baş kahramanı Bakır Arslan, Arslan'ın arkadaşları İsmail, Karabüklü, birahane
müdavimleri, alkolikler, berduşlar yoksullukları ve kaybetme hikayeleriyle
romanda karşımıza çıkıyor. Güzel şeyler olacağına inanıyoruz ama kendi
hayatımızda da olduğu gibi mucizeler bir türlü gerçekleşmiyor. Her şey kötü
gidiyor, üst üste geliyor.
Bakır'ın hikayesinde hapishane de var, tımarhane de. Kitabın sonunda özgür
olduğunu görüyoruz ama bu özgürlük öyle bir şey ki onunla ne yapacağını
bilemiyor.
Kitabın arka kapağından:
"Üzülme baba," dedim, "alt tarafı bir ev, alt tarafı beton parçası ya. Çalışır ederiz, yine alırız. Ben de çalışırım bundan sonra, söz, alırız bir ev daha." "Ona üzülmüyorum ki ben," dedi babam. "Her ay evin taksitini ödedik de ne oldu. Bak, uçup gitti elimizden balon gibi. Keşke seni ağlatmasaydık çocukken. Keşke sana o akülü arabayı alsaydık."
Güzel olmak isteyen alkolikler, berduşlar, kardeşler… Zembereği boşalmış hayat memat ezberleri, tek gözlü geceler. Yeraltının karın gurultusuna, belalı bir gündüze sarılan cuaralar.
Müptezeller, uğultuların, yoksunluğun ve kaybeden delikanlıların romanı. Lime lime, ufalanarak. Emrah Serbes, kenarların soluğunu, dünyaya katlanamayan, kendine gömülen çocukları haykırarak anlatıyor. Yaz biter, güz biter, hep kış gelir.